Pasif evler, ekolojiye destek olan, ısı ve enerji kaynaklarının tüketimini azaltmaya yarayan, enerji verimli, çevre dostu yapılardır. Ekonomik ve ergonomiktir. Ayrıca bu evlerde kullanılan sistem konut gibi yapıların yanında, okul, ofis ve süpermarket gibi yapılar içinde kullanılabilmektedir.
Pasif Ev Kavramı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Pasif ev kavramı Almanca “Passivhaus” kelimesinden gelmektedir. Fikir, 1988’de Bo Adamson ile Wolfgang Feist tarafından ortaya çıkarılmıştır ancak fikrin temelleri 1970’lere dayanmaktadır. İlk örnekleri Kuzey Amerika’da az enerji tüketen yapılar inşa etmeye çalışan inşaatçıların çalışmalarına dayanmaktadır. İlk tasarımlarda amaç güneşi ısı kaynağı olarak kullanmaktı.
1990 yılında ilk pilot projeler Almanya – Darmstadt’da uygulanmaya başlandı ve kullanıcılar tarafından ilgiyle karşılandı.
1996’da çevre dostu olan bu evleri teşvik etmek ve yapıların yapımında denetimi sağlayabilmek adına Dr. Wolfgang Feist tarafından Darmstadt’ta Passivhaus-Institut (İngilizce: Passive House Institute) kuruldu. Bu bağımsız araştırma enstitüsü, pasif ev kavramının geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı.
Pasif Evlerin Tasarım İlkeleri Nelerdir?
Pasif evlerin, tasarım ilke ve ögeleri açısından incelendiğinde birçok avantajı olduğu görülmektedir. Bunlardan bazıları aşağıda verilmiştir.
Ekoloji ve Sürdürülebilirlik açısından çevre dostu bu evlerin amaçlarından biri de son derece birincil enerji kullanması ve herhangi bir çevresel zarara neden olmadan tüm gelecek nesillere yeterli enerji kaynağı bırakmasıdır.
Pasif ev kavramı, sıcak ve soğuk aylarda, ekonomik ve ergonomik inşaat maliyeti ile birlikte maksimum konfor düzeyini bir araya getirmektedir.
Normal yapılara oranla daha az enerji tasarrufu yapar. Az miktarda enerji kullanarak ısıtma ve soğutma yapar.
Yüksek miktarda yalıtım sağlar ve geri dönüştürülebilir enerji entegrasyonuna sahiptir.
Yüksek performanslı ve yalıtımlı pencere, kapı sitemleri kullanılmaktadır. Pasif evler, güneye bakan üçlü veya ikili camlar vasıtasıyla güneş enerjisini toplayarak, hemen ya da ileride kullanılmak üzere saklamaktadır.
Çevre kirliliği ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri mümkün olduğunca minimum tutmaktır. Sigara vb. kötü kokuların emilimini sağlarken, daha az toz oluşumu oluşturur. Böylece alerjik reaksiyonların oluşmasını engeller.
Yapı içerisindeki pencere ve diğer şeffaf alanlardan içeri sızan güneş ışınlarını, aydınlatma ve elektrikli cihazlardan yayılan ısıları, bina içerisindeki insanların vücut ısısını tutarak yeniler ve pasif enerjiye katkı sağlar.
Comments